Yapılması gerekenleri fazlasıyla yapıyorsunuz gibi, gerisi malzemenin dayanıklılığına kalıyor.
Birde mazot enjektörlerin ömrü için mümkün mertebe yüksek kaliteli mazot kullanmaya çalışın, kilometre arttıkça enjektörlerde pislik birikme potansiyeli artıyor

DPF içinde maalesef çevreyi hiçe sayacak şekilde DPFlerin içini boşattırıp yazılımla iptal ediyorlar, gazı köklediğinizde direk karadumanı atmaya başlıyor

Bu kirlilik potansiyeli nedeniyle dizel motoru hiç sevmiyorum

Dizel araçlara antipatim var, çevreci Blue Dizel falan diyorlar ama hep ek katkı ve filtrelerin marifeti, filtreler tıkanınca da işler karışıyor
Mondeo’yu Babam kullandığı için her yakıt aldığı yeri bilemiyorum ama yakıt aldığımız marka sabittir genelde. Babam da dikkat eder buna benim kadar olmasada...
Son 3 aracımın yakıt fişleri bile tarih sırasına göre dosyada durur... ☺
“Aklı kelden yakıtı shellden alacan” diye bir söz vardır halk arasında ya ben buna uymaya çalışırım. ? Shell yoksa BP. O da yoksa PO’dan Shell’e götürecek kadar yakıt alırım. ☺
DPF ile ilgili de;
Bahsettiğim DPF iptal aksiyonu ülkemizde kullanılan bir araca yapılmadı. Almanya plakalı bir BMW’ye yapıldı. Tabiki Almanya da dünya ülkesi ve hepimiz aynı atmosferin içindeyiz... ??
Sordum işlemi yaptıran kişiye egsoz muayenesinden nasıl geçeceksin diye? En kötü bir tane bulup kaynattırır sonra iade ederim dedi... Almanya bile olsa bu tür by-passlar var anlaşılan... !
Dünyamızın kirlenmesi, su kaynaklarının azalması v.b. her türlü faaliyete karşı önlemler alınmalı elbette. Ancak bu prosedür doldurma mantığıyla yapılmamalı ve bu her motorlu taşıt için aynı hassasiyette yapılmalı ve kontrolü de esnetilmeden sağlanmalı...
Bir tarafta yeni otomobillerin DPF ile boğulan ve hp’sinden çalınan motorları varken diğer tarafta sollarken önümüzü görmemize mani olacak kadar fazla ve kara duman atan eski kamyon v.b. olunca maalesef amaçlanan hedefe doğru bir ilerleme olmadığı gibi haksız bir uygulama da yapılmış olduğu anlaşılıyor...
Ayrıca Almanya’da da şöyle bir uygulama varmış;
Örnek; Berlin’de euro 5 normlarını sağlamayan otomobil o şehirde trafiğe çıkamıyormuş ama Mannheim’de euro 4 normlarını sağlaması trafiğe çıkabilmesi için yeterliymiş... ! Bu sebeple araçların ön camlarına hangi normu sağladığını belirten etiketler yapıştırılması gerekiyor. Aynı ülkenin iki şehri ve ilk başta da belirttiğim gibi aynı atmosferden soluyup aynı atmosferi kirletiyoruz... ! Almanya’daki durum bile böyleyse konunun dünya üzerindeki durumunu varıp biz hesap edelim...
Her motorlu taşıtı bağlayacak şekilde ve ciddiyette şartlar konulup esnetilmeden uygulanması gerektiğini düşünüyorum.
Düşünsenize DPF zaten pahalı ve bir süre sonra dolup değişmesi gerekecek ve aracın gücünü bir miktar düşürüyor. Diğer taraftan kara duman atan 10 numara yağla çalışan otobüsler, kamyonlar v.s. cayır cayır dolaşıyor. En önemli realitelerimizden ekonomi insanları her geçen gün daha bir zorluyor...
Hal böyleyken DPF kullanımı mevcut şartlarıyla ifade edilen hava kirliliğini engelleme amacına tam anlamıyla hizmet etmediği gibi insanların bazılarının da kendilerini enayi gibi hissetmelerine neden oluyor... ?
Bir yanda hümanist ifadelerle süslenen uygulamalar diğer yanda ise maalesef acı gerçekler...!!!