Kendim de bir nevi mağdur olduğum için rahatça yazabiliyorum. Ancak herkesin konuyu tam anlayamadığını da görmekteyim. Ayrıca uzunca yazıyı okumaya üşenenler için kısaca başlıklar halinde özetleyecekler de olabilir.
Güvenlikle (hem security, hem safety) ilgili konularda geri adım atılmamasından yanayım. Onun bunun destekçisi olduğum için değil, objektif ve bilimsel değerlendirmem sonucu mantığım da aklım da beni buna mecbur bırakıyor. Gelir artışıyla ilgili farklı alternatiflere yönelinebilir: MTV yerine ÖTV Plus gelir, Sınav süresi yerine farklı denetleme ve kopya kontrol düzenlemeleri yapılabilir (ya da boş bırakılarak kimilerine avantajlar sağlanmasına göz yumulur). Ancak güvenlikle ilgili konularda alternatif daha kısıtlı, hatta çoğu konuda kaçınılmaz.
Yıllar önce mutfak tüpüyle LPG dönüşümü yapıldığı yıllarda bu tip düzenlemeden sonra da ciddi yaygara yapılmıştı. Halbuki gün geçmiyordu ki bir LPG yakıtlı aracın yandığı haberleri duyulmasın. Bugün kimse o günlere dönmek istemiyor.
Bizim mağduriyetimiz, bu tip modifikasyonun yıllar boyunca "hafif kusur" sayılmasından dolayı bugünlere gelebilmiş olmamızdan kaynaklanmakta. Halbuki bu düzenleme daha önceden yapılmış olsa ve cezası olmasaydı bile alternatif olarak isteyenler o yoldan gidebilmiş olsa böyle şok olmayacaktık. Geçen yıl çıkan düzenlemenin hem sektörde çok geç kalınmış olması, hem de istenen özelliklerin piyasadan sağlanamaması nedeniyle sıkıntı büyük. Mesela ben üzerinde tanıtıcı işaret bulunan film görmedim. Belki karartılmış camlarda olabilir.
Bence düzenlemenin doğru uygulaması, insanların mevcut camlarını sökmesi değil, alternatif yönler gösterilip (tekel ve kayırma olmaması açısından) eskilerin yeni ve doğru modifikasyonlarla düzeltilmesine zorlama şeklinde olmalıydı.
"Cam filminin güvenlikle ne alakası var yaw?!" insanlarına dili dönenler anlatır, ta ki 206/427 TL başlarına gelinceye kadar. İnat etmek suç değil!