COVID-19 Corona virüs hakkında bilgilendirme

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan m2hamid
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

m2hamid

FD6 Moderatör/Editör
Yönetici
Katılım
7 Eyl 2014
Mesajlar
10,294
Çözümler
9
Tepki puanı
13,139
Konum
Türkiye
Ad Soyad
M2Hamid
Yaş
40
Aracınız
Civic FD6 2010
Sayın CivicTR ailesi,
Rutinde forumun temel amacı Honda marka araçlarımız hakkındaki sorun/görüşlerimizi paylaşmaksa da hepimizi ilgilendiren Pandemi yani "Salgın Hastalık" ilan edilen Cov-19 Coronavirüsü hakkında çok önemli olan Sağlık Bakanlığı'nın bilgilendirme rehberini paylaşmak istiyorum. Tüm üyelerimizin mutlaka okumasını tavsiye ediyorum.

Daha detaylı bilgi için,

xm9JTx6G0UG0uOcdeIE3YQ.jpg
Kw2Jz8G5a0OuwzF3HihLlA.jpg


a3YqfrHGr0eK8VSz5w0dQQ.jpg
9AoweRlIMk2Z-vmkBl6kMQ.jpg


QNQ6Yeefo0GUe4V8j_VWBQ.jpg
Ggth3naxaEqA_B0f-S5CAQ.jpg


DLKRff_3EkCVEVuENXOseg.jpg
JIctgNAATEWUEFmVkYIUpg.jpg
 
Katılım
16 Kas 2016
Mesajlar
903
Tepki puanı
1,393
Konum
İstanbul
Aracınız
Civic FC5 2020
Elinize sağlık hocam, bu ciddi faydalı paylaşım için teşekkürler.
Özellikle farkındalık bilinci oluşturmak ve sosyal medyanın gereksiz şişirmesi, panik ortamı yaratmasını dikkate almamak lazım.
2020' de bir takım zorluklarla daha karşılaşacağız gibi duruyor hayırlısıyla biter inşallah bu sene.

'?? ??? ???. (??????)
'?? ??? ???. ?-???? ??-? (?????)
'?? ??? ???. ?-???? (Ş??????? ?????)
 

m2hamid

FD6 Moderatör/Editör
Yönetici
Katılım
7 Eyl 2014
Mesajlar
10,294
Çözümler
9
Tepki puanı
13,139
Konum
Türkiye
Ad Soyad
M2Hamid
Yaş
40
Aracınız
Civic FD6 2010
Elinize sağlık hocam, bu ciddi faydalı paylaşım için teşekkürler.
Özellikle farkındalık bilinci oluşturmak ve sosyal medyanın gereksiz şişirmesi, panik ortamı yaratmasını dikkate almamak lazım.
2020' de bir takım zorluklarla daha karşılaşacağız gibi duruyor hayırlısıyla biter inşallah bu sene.

'?? ??? ???. (??????)
'?? ??? ???. ?-???? ??-? (?????)
'?? ??? ???. ?-???? (Ş??????? ?????)
İnş hocam biter,
Mayıs sonunda havaların ısınmasıyla Kuzey yarımkürede etkinliğinin azalması bekleniyor ama şu anda Yazı yaşayan Güney yarımküredeki yayılımda beni biraz endişeye sevkediyor.
Ayrıca siz söyleyince aklıma geldi,
İtalya'da yaşayan Kıbrıslı bir öğrencinin şu videosu aslında İtalya'nın şu anda neden Çin'den daha kötü duruma geldiğini de anlatıyor, ülkemizde de inş böyle bir durum oluşmaz.

 

seckins33

Super Moderator
Yönetici
Katılım
21 Ara 2014
Mesajlar
2,742
Çözümler
3
Tepki puanı
3,031
Konum
Adana
Ad Soyad
*
Yaş
99
Aracınız
Civic FC5 2019
Bilgi için teşekkürler hocam.
 

m2hamid

FD6 Moderatör/Editör
Yönetici
Katılım
7 Eyl 2014
Mesajlar
10,294
Çözümler
9
Tepki puanı
13,139
Konum
Türkiye
Ad Soyad
M2Hamid
Yaş
40
Aracınız
Civic FD6 2010
Bu hususa ek olarak yakın zamanda umre'den dönenlere tedbiren 15 gün boyunca yaklaşılmaması konusunda ek bir uyarı eklemek istedim.
 

m2hamid

FD6 Moderatör/Editör
Yönetici
Katılım
7 Eyl 2014
Mesajlar
10,294
Çözümler
9
Tepki puanı
13,139
Konum
Türkiye
Ad Soyad
M2Hamid
Yaş
40
Aracınız
Civic FD6 2010
Bu virüsün toplumda göründüğünden daha yaygın olduğunu düşünüyordum.
Dün akşam sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın koronavirüsünden dolayı hayatını kaybettiğini eşi ile kız kardeşinin de karantinaya alındığını açıkladı ve
Aytaç Yaman’ın tören yapılmadan gizlice gömüldüğünü iddia etti.
Bugün ise muhtemel durumun ortaya çıkması sonrası ölü sayısı 3 olarak açıkladı.
Kısacası kişisel olarak dikkate almayanlardan ricam lütfen ilk mesajda Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği hususlara daha ciddi derecede dikkat edilmesini şiddetle öneriyorum.
 
Katılım
21 Eki 2019
Mesajlar
381
Tepki puanı
500
Konum
şanlıurfa
Aracınız
Civic FC5 2019
Dr. MEHMET ÖZ
Yıllardır doğru düzgün girmediğim facebooka bu virüs yüzünden girip bir şeyler yazayım istedim çünkü neredeyse 15 ocaktan bu yana, yani 2 aydır bu hastalık üzerine bilimsel makaleler de dahil çok fazla okuma yaptım.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu virüsten kaçış yok arkadaşlar. İstisnasız hepimiz yakalanacağız. Ama ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi, bunu en sonda açacağım. Aynen grip virüsünde olduğu gibi önümüzdeki yıllar, on yıllar boyunca bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz. Emin olun bu kesin. Şu an alınan karantina, tatil, izin vb önlemlerinin tamamı virüsün yayılma hızını yavaşlatıp, sağlık sektörünün çökmemesini sağlamak üzere alınıyor.

Çok hızlı yayılımda hastanelerin yoğun bakım üniteleri çıkmaza giriyor ve bilamecbur İtalya örneğinde olduğu gibi hangi hastanın yaşayacağına, hangisinin öleceğine karar verilmesi gereken berbat bir durum ortaya çıkıyor.

Virüs dediğimiz şeyler aslında öldürücü, şeytani birer düşman değiller. Onlar da aynen bizim gibi üzerinde konuşlandıkları alan sayesinde yaşayan canlılar. Zaten genelde hayvanlardan bize geçiyorlar ve evet, hayvanları genelde öldürmüyorlar. Çünkü kendileri de yaşamak için üzerinde yaşadıkları canlılara muhtaçlar. Yüzyıllardır hayvanlarla beraber yaşamaya alışmışlar.

E peki biz neden ölüyoruz? Çünkü birbirimizi tanımıyoruz. Virüs kendini hala hayvan vücudunda zannediyor. Yeni yerleştiği konağın şartlarını henüz bilmiyor. Belli bir süre geçtikten sonra hem bizler onlara bağışıklık kazanacağız hem de onlar kendi sonsuz yaşamları için mutasyona uğrayacaklar. Böylece beraber yaşamaya alışacağız.

Mesela aranızda herpes labialis adlı virüsü duyan oldu mu hiç? Duymadınız ama kendisi dünyanın en yaygın virüslerinden birisi ve bir kere vücudumuza girdikten sonra biz ölene kadar vücuttan atılamıyorlar. Peki ne yapıyor bu virüs? Dudağınızda uçuk çıkarıyor. O kadar işte. Bizi öldürmüyor çünkü biz ölürsek kendisi de yaşayamıyor.

Grip virüsü de hemen hemen öyle. Öldürücülük oranı %0.1 civarı ve genelde zaten vücudunda kronik sorun olanları öldürüyor. Her sene ve her sene dünyada yarım milyar insan grip virüsüne yakalanıyor. Bu şekilde birlikte yaşamaya alıştığımız tonla virüs var. Corona virüsler (sars, mers vb) ile de yaşamaya alışacağız (tabii mers ile belki 1000 yıl sonra).

Sadede gelirsem, dediğim gibi hepimiz bu virüse yakalanacağız. Hatta belki birçoğumuz yakalandı bile ama fark etmedi. Ve hatta hastalığı da atlattı. Vücudu virüsle yaşamaya çoktan alıştı ya da virüs o vücutta yaşayamadı ve başka konaklara geçti. Bu konuda en güzel örnek Diamond Princess gemisi. Gemideki 3700 kişinin 700'ünde test pozitif çıkmış. Ama bu 700 kişinin 350'si hastalığı hissetmemiş bile. Ve hala da çok sağlıklılar. Yatak döşek yatmıyorlar. Ki yaş ortalamaları da baya yüksek.

Peki neden böyle? Çünkü o 350 kişinin bağışıklık sistemi çok güçlü. Yani bu hastalıkta en önemli şey bağışıklık sistemi. Aramızda bağışıklığı iyi olanlar, spor yapanlar, doğru besinleri alanlar, sigara içmeyenler vb. bu hastalığı belki hissetmeyecek bile. Belki hafif bir grip gibi atlatıp hayatlarına devam edecekler.

Ne yapmak gerekiyor? Öncelik vücut direnci. Spor ve hareket. Sonrası beslenme. Özellikle meyve sebzeler ile daha spesifik şeyler, mesela sarımsak, yoğurt, kefir, yeşil çay vb. Sonrası ise besin takviyeleri. Özellikle c vitamini, çinko, beta glukanlar (1.3 ve 1.6) ve kara mürver ekstresi. Meyve sebzeler ve takviyeler eğer kendinize de dikkat ederseniz bu kışı atlatmanızı sağlayabilir. Çünkü bağışıklık sistemini çok dirençli hale getiriyorlar.

Dediğim gibi, bu virüsle yaşamaya alışın. Önümüzdeki yıllarda, hatta belki aylar ya da haftalarda mutasyona da uğrayacak, ya daha ölümcül olacak, ki kendi de kaybeder, bu yüzden bunu düşük olasılık görüyorum, ya da o da bizimle yaşamayı öğrenecek. Aşısı bulunsa bile mutasyona her uğradığında aşı işlevini kaybedecek. Grip aşıları da öyledir. Sizi sadece geçmiş senelerin grip virüslerinden korur. Yenilerinden değil. Yani tam koruma sağlamaz. Tam koruma her zaman için bağışıklık sisteminizdir.

Fakat dediğim gibi virüsün canlılığını devam ettirebilmesi için bulunduğu konağı öldürmemesi ve başka konaklara geçebilmesi gerekiyor. Bunun için de mecburen mutasyona uğramak zorunda. Mutasyon dediğimiz şey ise nesille alakalı ve virüsler çok hızlı üreyip öldükleri için bizlerde yıllar alan nesil değişimi onlarda saatler alabiliyor. Bu sayede çok hızlı mutasyon geçiriyorlar. Ve büyük bir olasılık süre geçtikçe virüs bulaştığı kişiyi öldürmeyecek şekilde mutasyon geçirecek. Yani bu virüsü ne kadar geç kaparsanız tehlikesi o kadar az olacak.

Evet, hepimize uğrayacak bu virüs ama ne kadar geç uğrarsa o denli şanslı olacağız. Bu yüzden olabildiğince evden çıkmamak, hijyene dikkat etmek, gerekli şekilde beslenmek, hareket etmek ve gerekli takviyeleri almak gerekiyor. Bunları yapanlar emin olun hepimizden uzun yaşayacak.

Özet
1- Kendinizi karantinaya alın. Virüsle en geç temas edenler en şanslıları olacak
2- Hijyen. Olabildiğince temizliğe dikkat edin.
3- Meyve sebze yiyin.
4- Bağışıklığa iyi gelen sarımsak, kefir, yoğurt gibi besinler tüketin.
5- Bağışıklığa çok iyi gelen besin takviyeleri ve vitaminler alın. Örnek: beta glukanlar, c vitamini, çinko, kara mürver ekstresi vb.
6- Hareket edin ve evinizde spor yapın.
7- Sigarayı bırakın.
8- Bol su için.

SM-A605F cihazından CivicTR mobile app kullanılarak gönderildi.
 

m2hamid

FD6 Moderatör/Editör
Yönetici
Katılım
7 Eyl 2014
Mesajlar
10,294
Çözümler
9
Tepki puanı
13,139
Konum
Türkiye
Ad Soyad
M2Hamid
Yaş
40
Aracınız
Civic FD6 2010
Dr. MEHMET ÖZ
Yıllardır doğru düzgün girmediğim facebooka bu virüs yüzünden girip bir şeyler yazayım istedim çünkü neredeyse 15 ocaktan bu yana, yani 2 aydır bu hastalık üzerine bilimsel makaleler de dahil çok fazla okuma yaptım.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu virüsten kaçış yok arkadaşlar. İstisnasız hepimiz yakalanacağız. Ama ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi, bunu en sonda açacağım. Aynen grip virüsünde olduğu gibi önümüzdeki yıllar, on yıllar boyunca bu virüsle yaşamayı öğreneceğiz. Emin olun bu kesin. Şu an alınan karantina, tatil, izin vb önlemlerinin tamamı virüsün yayılma hızını yavaşlatıp, sağlık sektörünün çökmemesini sağlamak üzere alınıyor.

Çok hızlı yayılımda hastanelerin yoğun bakım üniteleri çıkmaza giriyor ve bilamecbur İtalya örneğinde olduğu gibi hangi hastanın yaşayacağına, hangisinin öleceğine karar verilmesi gereken berbat bir durum ortaya çıkıyor.

Virüs dediğimiz şeyler aslında öldürücü, şeytani birer düşman değiller. Onlar da aynen bizim gibi üzerinde konuşlandıkları alan sayesinde yaşayan canlılar. Zaten genelde hayvanlardan bize geçiyorlar ve evet, hayvanları genelde öldürmüyorlar. Çünkü kendileri de yaşamak için üzerinde yaşadıkları canlılara muhtaçlar. Yüzyıllardır hayvanlarla beraber yaşamaya alışmışlar.

E peki biz neden ölüyoruz? Çünkü birbirimizi tanımıyoruz. Virüs kendini hala hayvan vücudunda zannediyor. Yeni yerleştiği konağın şartlarını henüz bilmiyor. Belli bir süre geçtikten sonra hem bizler onlara bağışıklık kazanacağız hem de onlar kendi sonsuz yaşamları için mutasyona uğrayacaklar. Böylece beraber yaşamaya alışacağız.

Mesela aranızda herpes labialis adlı virüsü duyan oldu mu hiç? Duymadınız ama kendisi dünyanın en yaygın virüslerinden birisi ve bir kere vücudumuza girdikten sonra biz ölene kadar vücuttan atılamıyorlar. Peki ne yapıyor bu virüs? Dudağınızda uçuk çıkarıyor. O kadar işte. Bizi öldürmüyor çünkü biz ölürsek kendisi de yaşayamıyor.

Grip virüsü de hemen hemen öyle. Öldürücülük oranı %0.1 civarı ve genelde zaten vücudunda kronik sorun olanları öldürüyor. Her sene ve her sene dünyada yarım milyar insan grip virüsüne yakalanıyor. Bu şekilde birlikte yaşamaya alıştığımız tonla virüs var. Corona virüsler (sars, mers vb) ile de yaşamaya alışacağız (tabii mers ile belki 1000 yıl sonra).

Sadede gelirsem, dediğim gibi hepimiz bu virüse yakalanacağız. Hatta belki birçoğumuz yakalandı bile ama fark etmedi. Ve hatta hastalığı da atlattı. Vücudu virüsle yaşamaya çoktan alıştı ya da virüs o vücutta yaşayamadı ve başka konaklara geçti. Bu konuda en güzel örnek Diamond Princess gemisi. Gemideki 3700 kişinin 700'ünde test pozitif çıkmış. Ama bu 700 kişinin 350'si hastalığı hissetmemiş bile. Ve hala da çok sağlıklılar. Yatak döşek yatmıyorlar. Ki yaş ortalamaları da baya yüksek.

Peki neden böyle? Çünkü o 350 kişinin bağışıklık sistemi çok güçlü. Yani bu hastalıkta en önemli şey bağışıklık sistemi. Aramızda bağışıklığı iyi olanlar, spor yapanlar, doğru besinleri alanlar, sigara içmeyenler vb. bu hastalığı belki hissetmeyecek bile. Belki hafif bir grip gibi atlatıp hayatlarına devam edecekler.

Ne yapmak gerekiyor? Öncelik vücut direnci. Spor ve hareket. Sonrası beslenme. Özellikle meyve sebzeler ile daha spesifik şeyler, mesela sarımsak, yoğurt, kefir, yeşil çay vb. Sonrası ise besin takviyeleri. Özellikle c vitamini, çinko, beta glukanlar (1.3 ve 1.6) ve kara mürver ekstresi. Meyve sebzeler ve takviyeler eğer kendinize de dikkat ederseniz bu kışı atlatmanızı sağlayabilir. Çünkü bağışıklık sistemini çok dirençli hale getiriyorlar.

Dediğim gibi, bu virüsle yaşamaya alışın. Önümüzdeki yıllarda, hatta belki aylar ya da haftalarda mutasyona da uğrayacak, ya daha ölümcül olacak, ki kendi de kaybeder, bu yüzden bunu düşük olasılık görüyorum, ya da o da bizimle yaşamayı öğrenecek. Aşısı bulunsa bile mutasyona her uğradığında aşı işlevini kaybedecek. Grip aşıları da öyledir. Sizi sadece geçmiş senelerin grip virüslerinden korur. Yenilerinden değil. Yani tam koruma sağlamaz. Tam koruma her zaman için bağışıklık sisteminizdir.

Fakat dediğim gibi virüsün canlılığını devam ettirebilmesi için bulunduğu konağı öldürmemesi ve başka konaklara geçebilmesi gerekiyor. Bunun için de mecburen mutasyona uğramak zorunda. Mutasyon dediğimiz şey ise nesille alakalı ve virüsler çok hızlı üreyip öldükleri için bizlerde yıllar alan nesil değişimi onlarda saatler alabiliyor. Bu sayede çok hızlı mutasyon geçiriyorlar. Ve büyük bir olasılık süre geçtikçe virüs bulaştığı kişiyi öldürmeyecek şekilde mutasyon geçirecek. Yani bu virüsü ne kadar geç kaparsanız tehlikesi o kadar az olacak.

Evet, hepimize uğrayacak bu virüs ama ne kadar geç uğrarsa o denli şanslı olacağız. Bu yüzden olabildiğince evden çıkmamak, hijyene dikkat etmek, gerekli şekilde beslenmek, hareket etmek ve gerekli takviyeleri almak gerekiyor. Bunları yapanlar emin olun hepimizden uzun yaşayacak.

Özet
1- Kendinizi karantinaya alın. Virüsle en geç temas edenler en şanslıları olacak
2- Hijyen. Olabildiğince temizliğe dikkat edin.
3- Meyve sebze yiyin.
4- Bağışıklığa iyi gelen sarımsak, kefir, yoğurt gibi besinler tüketin.
5- Bağışıklığa çok iyi gelen besin takviyeleri ve vitaminler alın. Örnek: beta glukanlar, c vitamini, çinko, kara mürver ekstresi vb.
6- Hareket edin ve evinizde spor yapın.
7- Sigarayı bırakın.
8- Bol su için.

SM-A605F cihazından CivicTR mobile app kullanılarak gönderildi.
Teşekkürler, herkes virüsten olunabilindiği kadar uzak durulması gerektiğini konusunda hem fikir :)
Ek bir not olarakta düşeyim, sigara içenlerin olası virüsü kaptıklarında zatüre geçirme olasılığı sigara içmeyenlere göre 20 kat yüksek, sigaradan mümkün mertebe uzak durun.
 
Geri
Üst