Geçen hafta çarşamba günü Didim'den Akçakoca istikametine yola çıktım. Öğleden sonra Uşak'a girmeden hemen önce hem benzin ikmali yapmak, hem de biraz mola vermek için bir benzinliğe girdim. Benzin aldıktan sonra biraz kenara doğru yürüyüp bir sigara yaktım. Çocuklar da yanımda koşturuyorlar falan neyse, çocuklar "cips istiyoruz" dediler, eşim onları aldı markete götürdü. O sırada benzinliğin çıkışından bana doğru bir adam hızlı adımlarla yaklaşırken bir yandan da el kol hareketleriyle "İyi günler kusura bakmayın" diyerek yanaştı. 15-20 m ilerideki Hyundai jipin sahibi aileyi göstererek, "Ya onların yanında hanım vardı, senin yanında da bir bayan olsaydı gelmezdim kusura bakma" dedi, halbuki 45 saniye öncesine kadar benim de yanımda bir bayan vardı. Neyse, ben bunu havalimanı çıkışlarındakiler gibi sahte parfüm satan biridir herhalde diye düşündüm. Adam benzinliğin çıkışındaki gri Fluance'ı göstererek. "Ya kusura bakma, İzmir'den yola çıktım, araba emanet. arabanın ibresi beni yanılttı, yakıt bitti, yanlış anlama ben dilenci değilim, yolda kaldım. Bana bi 30 liralık mazot alır mısın? telefonunu alayım bir şekilde haberleşiriz, ya da İzmir'e geldiğinde bir çayımı içmeye uğrarsın" kabilinden başladı anlatmaya.
Adamın tavrı hiç güven vermedi bana, ne diyeceğimi de bilemedim ilk anda. Benim bocaladığımı görünce "Tamam kardeş sen bana güvenmedin haklısın, hakkını helal et" falan demeye başladı (vicdan yaptırıyordu herhalde) Ben o zaman sana ibanımı vereyim falan dedim, hakkaten vicdan yapıp; orda da kıvırdı, "yok kardeş sen huzursuz oldun" falan diye. Ben böyle ısrarla vicdan yaptırmasından rahatsız oldum, "Valla daha önce benzer bir vaka başıma geldi, kusura bakmayın ama nasıl güveneyim şimdi size." dedim. Bir yandan da içimden diyorum "Ulan alt tarafı 30 lira mazot, öderse öder ödemezse de yanacağım bir meblağ değil." diye. Ama içimden bir ses de ısrarla bu adama güvenmemem gerektiğini söyledi, "Kusura bakmayın ama uzun yola nasıl cüzdansız kartsız çıktınız, hem bunlarda yol bilgisayarı var, ibre nasıl yanılttı sizi anlamadım" dedim. "Ya ben çıktığımda 250 km menzil gösteriyordu sonra hızla düşmeye başladı" falan diye bir şeyler söylemeye başladı, "ben vallahi dilenci değilim" dedi. İçimdeki ses ısrarla "güvenme bu adama" derken ben hiç cevap vermedim adama, sadece gülümsedim, o sırada eşimle çocuklar yaklaşıyordu, adam "tamam tamam sen bana güvenmedin" falan dedi, arabasının yanına gitti, telefonla falan görüşmeye başladı. Bir yandan da iyice vicdan yaptım "acaba alsam mı 30 tl mazot" falan derken bir yandan da bindik arabaya, koyulduk yola, bir süre içim huzursuz oldu vicdansızlık mı yaptım acaba diye ama sakin kafayla düşündükçe de adamın durumu çok mantıksız gelmeye başladı bana.
Yani her benzinlikte dursa 20-30 tl yakıt aldırsa millete ve herkes benim gibi aman 20-30 tl; gitse ne olacak diye düşünse... Bilemedim valla siz ne düşünürsünüz bu konu hakkında arkadaşlar? Var mıdır daha önce başına benzer bir vaka gelen?