Aracınız için Motul V300 eğer özellik olarak standart bir 0w20 veya 0w30 seviyelerindeki yağ ile aynı ise kullanımında mantıken bir sorun olmayacaktır, başka bir markanın 0w20sinin aynı viskositede ancak daha dayanıklı haline sahipsiniz gibi bir durum oluşuyor
?0w-20 ilk önerisi Honda’nın. Ayrıca 0w-30 ve 5w-30’u da kullanma ehliyeti vermiş aracın kullanma klavuzunda. Liqui Moly’nin 0w-30 yağının akışkanlığına yakın ve yarışlar için dizayn edilmiş yüksek ısı dayanıklılığı olanını tercih ettim evet??
Asidite durumu içinde 15bin km yada 10bin mil kullanımında belki bir soru işareti olurdu ancak 10bin km.de sorun olacağını pek sanmıyorum
?Ben de sizin düşüncenizdeki gibi olmasını temenni ediyorum??
Zaten yağ ile uyumsuzlukta ara ara motor yağ ışığının yanması şeklinde kendini belli edecektir diye düşünüyorum.
?Genel kanı yağın çok ısınıp pompanın yeteri kadar verimli basamaması nedeniyle yağ ışığının yandığı yönünde benim anladığım??
Bana göre Honda motorlarının ayarları günümüzdeki 0w20 tarzı ince yağlara göre dizayn edilmiştir, bence buna dikkat etmek lazım.
Ayrıca yağ konusunda sadece 0w ile başlayan yağlar soğuk iklimlerde kullanılır mantığı bana pek doğru gelmiyor
Çünkü motor sıcaklığı termostat mekanizması ile zaten dış ortamdan bağımsız olarak kendi içinde sabit bir seviyede tutulmak zorundadır. Siz hava koşulu olarak 0 derecede de aracı kullansanız, 30 derecede de kullansanız motor ideal sıcaklığına ulaştığında soğutma sistemleri vasıtası ile motor sıcaklığı ile yağ sıcaklığını sabit tutmaya çalışacaktır. Devirli ve yüklü kullanımlarda kısa süreliğine bu derece artsada rutin kullanımda motor ideal çalışma sıcaklıklarında çalışır. Fabrika'da bu sıcaklık aralıklarında en verimli çalıştığını düşündüğü yağı kullanır ve spesifikasyonları buna göre belirler. Benim bilgime göre kısa sürelik yüklenmeler haricinde sıcak iklimde de, soğuk iklimde de motor ideal ısıya geldiği anda bence sıcaklığı sabit gibidir diyebiliriz. Tabi pist ve ralli kullanımlarında bu husus değişir
?Çok soğuk iklimlerde mazotun donduğu yada donmasına ramak kaldığı hava sıcaklıklarında 4 kış yaşadım. Düşünün motor rölantide çalışıyor ama optimum sıcaklığa ulaşamıyordu bazen... Aracı kullanırken bile gazı kestiğim anlarda hararetin düştüğüne şahit oldum?
Aracın şanzıman yağının katılaşıp vites geçişlerinin zorlaştığını da tecrübe ediyorduk. Özellikle Land Cruiser Prado’nun mazot filtresi sıkça sorun çıkarıyordu ve bu sebepten defalarca değişti.
Demek istediğim şu;
Motorun optimum ısıya ulaştıktan sonra yüklenilmedikten sonra hava şartlarından ekilenme yüzdesi düşük olacaktır. Heleki hava şartları anomali düzeyinde değilse... Size kısmen katılıyorum.
Ancak aşırı soğuk iklimlerde yarım saat boyunca rolantide çalışan arabanın optimum sıcaklığa ulaşamadığını gözlemleyince ve yukarıda anlattığım tecrübeleri edinince yağın inceliğinin kolay çalışma, yeterli yağlama ve yeterli koruma için ne kadar önemli olduğunu ve motor ısısının soğuk hava şartlarından etkilenme yüzdesinin bariz şekilde arttığını yaşayıp öğrenmiş olduk Hocam.
?Motorun aşırı sıcak hava şartlarından etkilenme yüzdesi de artıyor. Uzun yıllar Antalya’da yaşadım. Şehir içi trafiğinde, asfaltta yumurta pişirme görüntüleri çıkar ya hemen her sene
asfaltın benzer durumda olduğunu düşünün, sağ, sol, arka, ön her taraf motoru çalışan araçlarla dolu, klimalar en yüksek kademede olmasına rağmen çoğu yolcu araç içindeki serinlikten memnun değil?, araçlar dur kalk nefes alamıyor! Düşünün işte durumu...
Benzer hava koşullarında aracın Manavgat’tan Konya istikametine doğru yapıştırarak gittiğinizi düşünün Sürekli tırmanma şeridi, yoğun trafikte yol almak için öndeki aracın ardında kalıp fırsat bulunca sollamalar, olmadı tekrar yavaşla, bunu geçtik sıra diğerinde yani sürekli ivmelenme için yüksek devir çevirmeler ve hızlı kot değişimlerinin motoru çok yoracağını ve motordaki ısınmanın katlanarak artacağını düşünüyorum...?
Ayrıca benim yorum ve tecrübelerimin dışında motor yağlarının üzerinde belirtilen rakamlar ilgili sıcaklık değerlerindeki akışkanlıkları belirtiyor. Yani olayı tamamen mekanik parçalar arasındaki boşluk miktarı olarak değerlendirmek yeterli olmayabilir...?
0w’la başlayan yağ sadece soğuk iklimlerde kullanılır demek istemiyorum ama soğuk iklimlerde ihtiyaç ve gerekliliktir diye düşünüyorum. Sıcak iklimlerde ise yağın hangi değerle başladığından çok hangi değerle bittiği önemli diye düşünüyorum. Ve soğuk iklimde 0w’la başlamayan yağ kullanmak motordaki aşınmaları artracağı gibi sıcak iklimde de, sıcak koşullarda kıvamlı kalamayan yağ motordaki aşınmaları artıracaktır diye düşünüyorum??
Bence kullanıcı olarak fabrikanın belirlediği spesifikasyon, viskosite ve yanma noktası gibi değerleri en iyi karşılayan yağı kullanmak en idealidir
?Bu noktada servisin de genelin de üzerinde durmadığı bir durum var aslında. Aracın kullanma klavuzu 0w-30 ve 5w-30 için izin vermiş?? Ve aynı klavuz soğuk iklimi olan ülkeler için de 0w-20’yi önermiş?
Ayrıca günümüzdeki tam sentetik yağlarında dayanım olarak eski yarı-sentetiklerden çok daha üstün olduğunu düşünüyorum, bu nedenle standart bir kullanıcı için 0w20 yağ eğer eksiltme yoksa 2012den beri tüm Civicler için ideal yağ diyebilirim. Tabi bu benim kişisel görüşüm, yağ konusunda forumda çok daha uzman arkadaşlar mevcut
Ayrıca 10w ile başlayan yağlar genelde yarı-sentetik tipte oluyor, bu nedenle 1.5 Turbo motoru için uygun olmayacaktır
?Yağın akışkanlığının sıcak iklim koşulları ve motorun aşınma miktarına paralel olarak azaltılması gerektiğini düşündüğümü ifade etmek için örneklemiştim. 10w ile başlayan tam sentetik yağlar da var bildiğim kadarıyla yoksa da kullanmayıveririz?
??
Motor yağı katkısı için de Honda motorlarının genel olarak yağ katkılarını sevmediğini biliyorum, bence çekişte yada gidişte bir sorun yoksa yağ dışında hiçbirşeyi motora koydurmayın
?Katkı asiditeye karşı ihtiyaç olursa diye gündeme geldi aslında. Yani eğer 10.000 km’den evvel yağ ömrünü tamamlayacaksa yağın asidite olmasını geciktirici nitelikte bir katkı. Yoksa katkıya hacet yok Motul 300V’ye ayıp olur??
?