Geçmiş olsun hocam başınıza gelen hadise kim olursa üzülür. Allah sabır versin.
Bu kadar kısa sürede antifiriz derecesinin düşmesini araştırmanızı önerim. Başta bu dikkatimi çekti.
Bakımdan sonra kaput hiç açılmadı ise 2.000 kilometrede olması ilk başta insana garip geliyor. Şu tarz olmuş olabilir. Hava soğuk aracı hep şehir içi sakin kullanıldı ise su kabından taşma gözlenmemiş olabilir. Eğer eski kasalarda ki gibi radyatörde kapak olsa idi daha erken su azalması olurdu. Adana Konya güzergahını bilirim. Pozantı ve Ereğli'ye kadar daha çok rampa vardır. Rampada motor ısınır su seviyesi yükselir. Asıl su azalmanız bu zamanda olmuş. Neticede Ereğli'de su miktarı çok azaldığı için hararet simgesi kendini göstermiş. Bu durumu hemen farkedip kenara çektiyseniz conta kötü durumda değildir. Kafada soru işareti olmaması adına ileriye dönük değişim olması ve açılıp bakılması çok daha iyi olur. Şimdi yapılan masrafı kim üstlenecek iş burada karışıyor. Kamera kayıtlarınada bakmışlar. Servis sorumluğu üstüne alır ise ne alâ. Size nasıl bir teklifte bulunurlar bilemiyorum. Müdürler ile görüşmeniz güzel olmuş.
Gelelim kendi araçlarımızı neden takip ediyoruz. Şu zamanda kalifiye eleman sıkıntısı var. İşini özveri ile yapan sayısı çok azaltı. Hassasiyette bir o kadar yerlerde geziyor. Bu yüzden şahsi araçlarımızda hiç olmazsa bakım tablosu, kullanılan malzemeler, gösterge simgeleri, motor havuzunda ne var ne yok bilmemiz gerekiyor. Herhangi bir anormallik olduğunda bunu ilk farkeden aracı daimi kullanan sürücüsüdür.
Cevabınız için teşekkür ederim hocam. 23 Aralıkta yaptırdım bakımı Adana'da, Ereğli'de ve Niğde'de hava sıcaklığı genel anlamda soğuktu. Bu hafta sonu da Adanadaydım ve 13 derece civarıydı yani kısmen sıcaktı. Araçta eşim ve çocuğum varken hız sınırını asla aşmam sakin kullanırım. Diğer kullanımlarda da şehir içi sakin kullanmak istemesek bile heryer kamera ve radar dolu.
Konya serviste yapılan tespitte sıvı renginin sarıya hafif çaldığı az da olsa conta kaçağı olabileceği denildi. Konya serviste hep ücretli yapıp bana Adana'dan rucü edersiniz yaklaşımı vardı. Adana servis müdürünün yönlendirmesiyle garanti başvurusu yapıldı. Adana servis müdürü 1.45 sn'lik video göndermiş Konya servise. (uzaktan çekim- sıkıntı olmasın diye paylaşmıyorum) Teknik personel son anda bişeyler yapıyor gibi ama net değil ve hangi aşamadaki işlem belli değil. Bugün honda türkiye'den tüm görüntülerin incelenmesini istedim ki berbat ötesi bir sistem. (ne geri dönüş var ne de bir iş akışıyla ilgili bilgi. sadece geri dönüş yapılacak deniliyor ama yok)
Aşağıda benim araç hararet yaptığında yol yardımı arayıp geri dönmelerini beklerken çektiğim video var. Video ekleyemediğim için servise de yolladığım fotoyu koydum. Bugün Konya servis müdürü,
garanti kapsamına alınmadığını söyledi. Nedeni ise benim attığım video kapağın orda olmasıymış. Toplantım olması nedeniyle nasıl bir teknik inceleme yapılıpta bu sonuca varıldığını soramadım. Servis kapatmış ben veya başkası açıp kapağı oraya koymuş olabilirmiş.
İnsanı çileden çıkartan yaklaşıma karşı şunları soruyorum;
1- Kapağı ben açıp koysam neden bu videoyu yollayayım.
2- Neden kapağı tarlaya fırlatmak veya saklamak suretiyle kapak yoktu demeyipte gördüğüm gibi ve gerçekte olduğu gibi aktardım.
Servis müdürü biz nelerle karşılaştık diyor. Beni alakadar etmez kardeşim. Ben kaputu açmadım, ellemedim.
Benim aracımla servise girip çıkana kadar olan görüntülerin incelenmesi için çalışma yapacağım. Konya servis müdürü bile bende olsam bakımdan sonra kaputu açmam diye itirafta bulundu. Şu soruları soruyorum kendisine tarafsız kalma ayağına yan çiziyor.
1- Ben kendimi, eşim ve çocuğumla bindiğim ve sıfır aldığım aracımı bu duruma bilerek düşürür müyüm? (Bilerek kısmı kapağın benim tarafımdan açılmış olabileceği üzerine) ( Bırakın kapağı kaputu bile açmama gerek yok çünkü antifriz dahil tüm kış bakımlarını serviste yaptırdım)
2- Bu kadar insana laf anlatıp kendimi ispat etmeye çalışır mıydım?
3- Gram hatam olsa verirdim parasını servis seçip yaptırır binerdim. Birileri beni anlasında garantiye alsında diye uğraşmazdım.
Arkadaşlar ben 7 yıl inşaat mühendisliği alanında özel sektör tecrübesinden sonra ( statik proje, iş güvenliği uzmanlığı, spk lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanlığı, şantiye şefliği gibi) 6 yıldır kamu üniversitesinde çalışan ve doktora yapan öğretim görevlisi kardeşinizim. Şuan hala mahkemelerde bilirkişi olarakta görev almaktayım. İletişimimin iyi olduğunu, kendimi ifade edebildiğimi düşünüyorum. Hayat enerjimde yüksektir ama şu 3 gündür başıma gelen şey harbiden çok zorladı beni. Bu ülkede en zor şey hakkını aramak. İnsanlar çok uzun sürdüğü veya güçlünün haklı olduğu kanaatinde olduğu için dava bile açmaktan imtina ediyorlar. Bize de Rabbim nasip etti sıfır bir araç aldık. Garantisi bozulmasın diye 3 kat paralara servise götürdük. Belki daha iyisini veya daha düşüğünü de alabiliriz farketmez. Ama herhangi bir hatamın olmadığı (yukardaki yazılarda bir arkadaşımın dediği gibi serviste çıkarken kaputu açıp kontrol etmemek dışında) bu olayda bu yaklaşım benim enerjimi baya bir sömürdü. Sonuç ne olursa olsun yapılan haksızlıklar Allah katında karşılıksız kalmaz.
Biraz uzun oldu kusura bakmayın biraz da içimi döküp rahatlamak istedim. Tavsiyeniz varsa dinlemek isterim. İyi akşamlar